8 Haziran 2011 Çarşamba

Bitmiyor ki Sözlerim





Çok mu değişik ki dünyam
Neden anlaşılmıyorum
İsteklerim mi  sınırsız
Fikirlerim mi kararsız
Düşüncelerim mi yararsız
Ben kimin neyine maniyim
Hangi zevklerinin önünde
Geçilmez engelim
Konuşturdular mı ki beni
Ne düşündüğümü biliyorlar
Fikirlerim  çıktı mı gün yüzüne
Hemen üzerini çiziyorlar.
Ben, beni anlatmadan
Tanımlanıverdim
Adımı mı atmadan
Çalımlanıverdim
Bilmiyorsanız beyler
Ben bir insanım
Bırakın beni tanımlamayı
Kendimi ben anlatayım
Görmek istediğinize değil
Olana baksanız
Gerçeği göreceksiniz
Belki de seveceksiniz
Kimseyle uğraşım yok
Kurulu dünyanıza sözüm yok
Gözüm de yok
Düşünceniz sizinle yaşasın
İstediğiniz kadar.
İnsanlığın tüm değerleri
Saygındır benim için
Zulüm olmasın yeter
Tek istediğim özgürlük ve barış
Bilimde ve insanlıkta yarış
Bunları düşünüyorum
Kime  ne zararı var hakim bey


İnsanların  başka insanlara
Çıkar için nasıl davrandığını
İstemeden de olsa görünce
Beni ben yapan duygularım
Bana isyana geçiyor
Kahrolası bu ortamda
Yitirdiğin yeter diyor
Yaşananlara şahit olmanın
Bana verdiği çekilmez azap
Öylesine bitkinleştiriyor ki;
Bu eylemi gören gözlerime
Hisseden beynime
Beni haberdar ettiği için
Ne beddualar edesim geliyor
Bir anlayabilsen?

Hak etmediğim zenginliği
Ehli olmadığım bir makamı
Bir tür tatmini sağlamak için
Zulme eyvallah demeyi
İstemiyorum hakim bey.

Bu halime ne denir?
Ne olduğunun bende tarifi yok
Ne kendimi anlayabiliyorum
Ne insanlığı  tanıyabiliyorum.
Bir tarafta açlıktan ölen çocuklar
Bir tarafta keyf için köpek besleyenler
Dinliyorsun, herkesin haklılıkları var
“İnsanlardan daha vefalı hayvanlar,
Hiç değilse riyakar ve hilebaz değil “diyenler
Keyf için hayvana miras harcıyorlar
Diğer taraftaki görüntüler içler acısı,

Bu insanlığın değil de kimin açmazı

Bunun ortası nasıl bulunacak hakim bey

Savaş  rezaletine şahit olmak
Yakınlarda hissetmek
Menfaat çıkar hayalleri ile
Dünyanın her bir tarafında
Salyalar akıtarak
Binlerce masumun ölümünü sağlayan
İnsan ırkından olmak
Aşağıların aşağısı gibi geliyor
Hayvanlar alemini seyrediyor
Onunla dinleniyorum
İnanç için isyan sayılmazsa
Onlardan olmayı tercih ediyorum
Bunlar kendi kendime sorgum
En içten geçen duygum
Ne yapabilirim hakim bey

Öyle   oluyor ki bazen
Ölmeyi arzuluyorum
Son günlerde bu isteği
Daha sıkça duyuyorum
Susturmak istesem de içimi
Daha baskınca ağlıyorum
Bozulan her şeyden
Bir an önce uzaklaşmayı
Arkama bakmadan koşmayı
Daha temiz görüyorum
İnsanı değerleri özlüyorum.
İşte yaşananların bir versiyonu
Ne tarafa baksan kırık dökük her şey
Bunları düşünüyorum hakim bey
Yine kendime dönüyorum
Yine uyuşuyor beynim
Kendimden bile tiksiniyorum
İnsan olduğumdan utanıyorum
Midesi bulananların boşaltarak,
Sıkıntıya düşenlerin   ağlayarak,
Stresli olanların bağırarak
Bir şekilde rahatladıkları.
Ama benim beynim bulanmış
Ve bir türlü içini boşaltamıyorum.
Hiçbir şeyle yıkayamıyorum.
Öylesine pis bir durum ki;
Ne yaşamada kalabiliyorum
Ne ölmeye gidebiliyorum .
Ne yapmalıyım Hakim bey.
  Ankara,   Hüseyin Koç 1999

İnanan insanlara, inancını yaşmaya çalışanlara, büyük bir kin ile bakılıyordu o yıllarda. Bütün Müslümanlar sindirilmeye hatta yok edilmeye çalışılıyordu. 28 Şubatı hatırlayanlar bilir. Allah bu millete o günleri bir daha göstermesin. O günlerin isyanıydı bu son şiirler. O günkü ortamı şikayet ediyordum. Şiir çok uzun olduğu için bir kaç bölümde yayınladım.
                                         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder