Davacıyım hakim bey
Kimden dersen bilmiyorum kendimden
Davacıyım hakim bey çevremden
Köyümden kasabamdan şehrimden
Annemden babamdan çocuklarımdan
Eğitimden, medyadan yönetimden
Örften adetten, gelenekten
Sağlıktan, kültürden adaletten
Sanma ki şikâyetim sade devletten.
Dalga dalga büyüyor davacı olduklarım
Doğru dürüst cevap vermiyor sorduklarım
Aynı sıkıntıdan muzdarip olan
Milyonlar var içine kan oturan
Herkez bir şekilde ifade ediyor kendine
Korkusundan söyleyemiyor çevreye
Davanın konusu ne dersen
Ne ben anlatabiliyorum kendimi
Ne anlattıklarım anlıyor beni
En iyisi bunlardan bir kaçını
Sıra sıra dertlerimi yazayım
Bitirince mezarımı kazayım
Nasıl olsa sıkıntılar dermansız
Zalim çok acımasız hemde amansız
Görülecek gibi değil
manzara
Herkes, her şey ne
haldedir sorsana
Görmek istiyorsan eğer
Gel baktığım yerde dursana
Acıların daha başka olur
hakim bey.
Zulmün zaferi sürdükçe
Umutlar bir başka seherde
Hakkı bekleyenler
sürünürken yerlerde
Çıkarlar uçuyorlar göklerde
Bütün bunlara şahit
olsaydın
Daha yanık olurdun hakim
bey
Gözlerin birbirini süzüşü
farklı
Sözler başkalaşmış hepsi
çarklı
Hırs olmuş keskin bir satır
Al onu istediğine
istediğin kadar batır
Her şeyden habersiz
çocuklar
Ve daha bir sürü zanlı
Gözü dönmüşlerin önünde
Ayak çırpıyorlar canlı
canlı
Hayatın değeri beş para
olmuş hakim bey
Ne onur bırakıyor ne gurur
Makam mevki sevdası
Tüm değerler hiç edilmiş
Olmuş hırsın maskarası
Anlık zevkler çıkar için
Menfaatler beri gelsin
Şimdi çıkar zamanıdır.
Edep haya öte gitsin.
Mevkilerde ballanırken
Güzellikleri rafa kaldır
Biraz şöyle uzak dursun
Belki bir gün kullanırsın.
İşte yaşamın bir yüzü
İşte hayatın
kendisi
Nerede kaldı adalet sözleri
Nerede bunun düzelticileri
Hakim bey.
Hüseyin Koç
Ankara 1999
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder