30 Kasım 2011 Çarşamba

BİR HEYBETLİ MADAM















Güneş yuvasına çekilmiş  uykuda belki
Ama hala geride bıraktığı izleri belli.
Rüzgar,  zamanının geldiğini anlamış olmalı ki
Hafif bir esinti veriyor,
Yapraklar sa  hışır hışır
Ardından  böcek şarkıları birbirine karışır.
Uzunca bir yol, gidip gelenlerin ayak sesleri
Bu anı yaşamaktır, bazılarının hevesleri
Bu saatlerde büyüleyici bir atmosfer oluşur.
Kimi yol boyu  sohbeti yapar
Kimisi yürür ve koşar.
Bu tatlılığa kendini kaptıranlar
Olup bitenin farkına bile Varamazlar

İlk bakışta bu tatlılığın herkesçe
Paylaşıldığı sanılır.
Oysa böyle sananlar hepten yanılır.
Güzelliğin ortasında belli belirsiz bir dram
Kaldırımın bir kenarına oturmuş
Yüzünü avuçlarına almış
Başını ve duygularını hapis etmiş bir adam
Hemen yanı başında kızgın ve mağrur
Bir o kadar da zengin ve heybetli madam
Adam tir tir titriyor,
Duramıyor ağlamadan
Bir darbe yiyecek gibi  başından
Küfür ve aşağılayıcı sözler ardından
Ne şerefsizliği ne  onursuzluğu
Ne de ağlamaktan başka bir boka yaramadığı
Kalıyor adamın
Bir ses bir inilti bile çıkmıyor
Donmuş gibi duruyor
Hiç kıpırdamadan
Cevap alamayan kadın
Kendi kendisiyle konuşuyor
Oracıkta yoğunlaşan sinir
Ve onunla iç içe girmiş hazin
Kendi haline için için ağlayan biri
Ayağıma dolaşıyorsun diyen diğeri
Bir gariplik var ki anlaşılmayan
Hazin bir görüntü ki kimselerce
Ulaşılamayan  paylaşılamayan
Fark edilenler çok sığda bir şey
Yorumlara açık bir atmosfer oluşuyor
Bu arada yanlarına bir taksi duruyor
Beklenmedik bir hareket geliyor
Ölü sessizliği görülen adama
Fırlıyor arabanın arkasına
Bagaja yükleri dolduruyor
Sonra  kendini bir kenara atıyor
Davranışı koca gibi değil
Hamal görüntüsü veriyor
Bulunduğu yere  pısıp kalıyor.
İlk köşeden karanlığa girerken
Bir tür hayatın kendisi
                                      Bilinmezlere gömülüyor


Ankara'da bir yaz günü akşam saatlerinde yürüyüşe çıkmıştım. Bir olay dikkatimi çekti. Baktım kenarda bir adam ellerini başı arasına hapsetmiş başında heybetli bir madam. Oda fısıltıdan daha yüksek bir sesle azarlıyor hakaret ediyordu. Adamsa hiç sesini çıkartmıyor sadece susuyordu. Olayın etkisiyle bunu yazmıştım. Yıl 2003



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder